Londra’da Gezilmesi Gereken Yerler
Dünya üzerindeki en güzel mimari yapıları görmek isteyenlerin şehri Londra; müzeleri, mimarisi ve tarihi ile en fazla görülmeye değer başkentlerden birisi. Londra; Thames Nehri yanında Romalılar tarafından kurulmuş bir şehir ve şehir tam 2000 yaşında. Şehrin çok eski bir yerleşim yeri olması, onu yaşanmışlık dolu bir hale getirmeye yetmiş. Kurulduğu dönemden bu yana kozmopolit özelliğini hiç kaybetmeyen kent; birçok sanatsal, politik ve kültürel olaya tanıklık etmiş.
Şehir; birçok ulusun insanını ağırlar bir yapıya sahip olduğu için insan çeşitliliğinin de çok olduğu bir yer. Değişik kültürleri Londra sokaklarında görmeniz mümkün. Bu durum da gezilmesi gereken yerleri çoğaltıyor. Londraya yolunuz düşerse ve kısıtlı zamanınız varsa; Soho’yu mutlaka görmeniz gerekli. Carnaby Street ile Çin Mahallesi’ni de unutmayın ve hiç bozulmayan Oxford Street yürüyüşünü ihmal etmeyin.
Londra’da ilk gezmeniz gereken yerlerden birisi kesinlikle Hampton Court Sarayı ve içerisinde yer alan muhteşem yapıtlar.
Buckingham Palace: İngiltere tarihinde oldukça önemli bir yere sahip olan ve kraliyet üyelerinin hala içerisinde yer aldığı bu mimari yapıyı mutlaka ziyaret etmeniz gerekli. Görkemi ve muhteşem dokusu, yaşanmışlık kokusu sizi fazlasıyla etkileyecektir.
Londra Kulesi: İngiltere’nin en eski mimarı yapılarından biridir. Yaşanmışlık arayan tarihi eserleri sevenler için, tarihin en önemli tanıklarından biri olan bu kule görülmeye değer.
George Şapeli: Tarihe dair gerçek bir labirent bahçesi görmek ve Alice Harikalar Diyarı’nı yaşamak isteyenlerdenseniz; bu şapeli görmeniz gerekli. Emsalsiz bir tarzı var.
Londra’ya giderseniz görmeden gelmemeniz gereken yerler;
Big Ben Saat Kulesi: Londra ile bütünleşen ve birçok kartpostal üzerinde yer alan muhteşem bir yapı. Londra parlamento binasında yer alan saat kulesi görülmeye değer, tabiri caizse dudak uçuklatan, gotik bir mimarinin en önemli temsilcilerinden.
London Tower: Londra’nın en fazla gezilen yeri dememiz mümkün. Orta çağdan bu yana sağlam bir şekilde gelmeyi başaran kale; bu dönemin en önemli eserlerinden olan taç, zırh gibi koleksiyonları içerisinde barındırıyor. Nehrin kenarında muhteşem bir kule…
Westminster Katedrali: Çok eski ve gotik mimarisine sahip bir kilise ola Westminster; kralların ve kraliçelerin taş giyme törenlerine şahit olmuş bir yapı. Kilise içerisinde birçok eski kralın mezarını bulmak mümkün. Kilise içerisindeki renkli mozaik döşemeler ise görülmeye değer. Eser Avrupa’da bulunan yapılar içerisinde en büyük 1. Ve 2. Kubbeyi bir arada bulunduruyor.
Tower Bridge: Londra’nın en özel simgelerinden birisi bu köprü. 19. Yüzyılda bu yana ayakta duran ve hala faaliyet halinde olan köprü Victoria Dönemi için son derece önemli bir eser. Süslü yapısı ve zarifliği ile sizi de kendine hayran bırakacaktır.
Victoria ve Albert Müzesi: Dekoratif sanat denince dünya çapında akla ilk gelen müzedir. 17. Yüzyıldan kalma giysilerin dahi sergilendiği bu müze tam bir Victoria dönemi örneği olarak karşımıza çıkıyor.